Peygamber Efendimiz İn Doğduğu Ev
Peygamberin doğduğu ev Kabe'nin doğu tarafında kalan Beni Haşim mahallesinde idi. Peygamber Efendimiz Miladi 20 Nisan 571 (12 Rebiulevvel) Pazartesi gecesi tan yeri ağarırken bu evde dünyaya gelmiştir. Daha sonra buradaki ev yıkılmıştır ve yerine yapılan bina günümüzde Mekke kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.
Cebel-İ Ebü Kubeys
Kâbe'nin yaklaşık 100 m. doğusunda, Safâ tepesinin üzerinde 420 m. yükseklikte şerefli bir dağdır. Bugün üzerinde otel bulunan mahaldir. Ebû Kubeys Dağı İslamiyet öncesinde de halkın mukaddes yerlerdendi. Mekke'nin âbid ve zâhidleri buraya çıkarak itikâfa çekilirdi.
Cennet-Ül Mualla
Câhiliye devrinden bugüne kadar Mekke mezarlığı olan ve Harem-i şerif’in yaklaşık 2 km. kuzeyinde Mescid-i Cin yakında bulunan bu yer, İslâm öncesi kaynaklarda ve ilk devir İslâm tarihlerinde Hacûn diye geçmektedir. Hz. Peygamber’in dedelerinden Kusay ile Abdülmuttalib’in ve amcası Ebû Tâlib ile hanımı Hz. Hatice’nin Hacûn Mezarlığı’na defnedilmiş oldukları bilinmektedir. Rivayete göre Kusay Hacûn’a gömüldükten sonra burası mezarlık olarak kullanılmıştır (İbn Hacer, III, 722).
Mescid-i Cin
Hz. Peygamber değişik zaman ve mekânlarda cinlere vahiy tebliğ etmek için Kur’an okurdu. Bir gün Abdullah b. Mes‘ûd’la birlikte Hacûn yakınlarında bir yere gittiklerinde toprağa bir çizgi çekerek ondan bunu aşmamasını istemiş ve çizginin ilerisinde cinlere Kur’an okumuştur (Ezrakī, II, 201); bundan dolayı buraya “mevziu’l-hat”, daha sonra bu noktada yapılan mescide de Mescid-i Cin adı verilmiştir. Halen camiye, isimleri bir duvarına yazılmış olan yedi cinin Resûl-i Ekrem’e bu mevkide biat etmeleri sebebiyle “Mescid-i bey‘a” da denilmektedi
Sevr Mağarası
Mağaranın bulunduğu Sevr dağı Mescid-i Harâm’a güneydoğu yönünde yaklaşık 4 km. uzaklıktadır. Sevr mağarası dağın zirvesine yakın bir yerde, Mekke tarafına bakan yamacında büyük bir kayanın altında kalan boşluk şeklinde doğal ve küçük bir mağaradır. Mağaranın biri batı, diğeri doğu tarafında iki girişi bulunmaktadır.Resûl-i Ekrem ve Hz. Ebû Bekir, Sevr mağarasında üç gece kaldılar. Bu üç geceyi Ebû Bekir’in oğlu Abdullah da onlarla birlikte geçirdi.
Mescid-İ Nemire
Nemire, Arafat’ın batı tarafında küçük bir dağın adıdır. Vedâ haccı sırasında Hz. Peygamber için burada kıldan bir çadır kurulmuştu. Yine burada Harem sınırının bittiği yerde Urene vadisinde düz bir alanda Resûl-i Ekrem Vedâ hutbesini okumuş ve öğle ile ikindi namazını cem‘-i takdimle kılarak vakfe mahalline geçmişti Resûlullah’ın namaz kılıp hutbe okuduğu bu mekânda sonradan bir mescid yapılmıştır. Mescid kaynaklarda daha çok Mescid-i Arafe ve Mescid-i İbrâhim olarak geçer. Buraya vadinin adına izâfetle Mescid-i Urene, Arafat’a izâfetle Arafat Musallâsı da denilmiştir. Ancak Hz. Peygamber’in çadırının kurulduğu tepeciğe nisbetle Mescid-i Nemire diye meşhur olmuştur.
Müzdelife
Doğu-batı istikametindeki uzunluğu 4370 m., toplam alanı 963 hektar olan Müzdelife ile Mina arasındaki batı sınırı Muhassir vadisinin doğu çizgisi ve Mudaybi‘ dağı, Arafat’la olan doğu sınırı, buradan Müzdelife’ye doğru uzanan iki dar geçidin çıkış yeriyle bu geçitlere paralel olarak Müzdelife yönüne doğru ilerleyen Dab yolunun geçitlerin çıkış yeri hizasına gelen kısmı, kuzeyde Sebîr dağı, güneyde Zâtüsselim, Zûmerah ve Müzdelife dağları olup bu dağların içe bakan yüzleri Müzdelife’ye dahildir. Günümüzde bu sınırlar işaret levhalarıyla belirlenmiştir.
Arafat Dağı
Mekke'nin 21 km. doğusunda Tâif dağ yolu üzerinde ova görünüşünde düz bir alan olan Arafat, haccın en önemli rüknü olan vakfenin yapıldığı yerdir. Buraya Arafat adının veriliş sebebi kesin olarak bilinmemekte ise de bu konuda bazı görüşler ileri sürülmektedir. Hz. Âdem -aleyhisselâm- ile Hz. Havva annemizin yeryüzüne indikten sonra burada buluşup birbirini tanımaları veya Cebrâil -aleyhisselâm-’ın Hz. İbrâhim -aleyhisselâm-'a haccın nerede ve nasıl yapılacağını öğretirken Arafat’a geldiklerinde ona, "Arefte?" (anladın mı, tanıdın mı) diye sorması, onun da "Areftü" (anladım, tanıdım)
Mina
Mekke ile Müzdelife arasında Mescid-i Harâm’ın yaklaşık 7 km. kuzeydoğusunda ve Harem sınırları içinde bulunan Mina şeytan taşlama, kurban kesme, bayram günlerinde konaklama gibi hac ibadetlerinin (menâsik) yapıldığı yerdir. Gerek bu bakımdan gerekse Müzdelife vakfesi sırasında Mina topraklarına geçmemek için buranın sınırlarının kesin şekilde belirlenmesi önem taşır.
Nur Dağı ve Hira Mağarası
Hira (Nur) Dağı, yerden 300 metre yüksekliğinde ve Beytullah’a 5 km uzaklıkta olan bir dağdır. Buraya Nur Dağı da denilmektedir. Peygamber Efendimize [sallallahu aleyhi vesellem] ilk vahiy bu dağdaki Hira Mağarası’nda nazil olmuştur.
Peygamberlik gelmeden önce yüce Nebi [sallallahu aleyhi vesellem], sadık rüyalar görmeye başlamış özellikle Ramazan ayında bu dağda bulunan Hira Mağarası’na çıkarak uzlete çekilmiştir. Kur’an’ın ilk ayetleri olan Alak Suresi’nin ilk beş ayeti burada inmiştir.
Mescid-İ Âişe
Harem-i Şerif’e 6 km. mesafede, Medine tarafından harem hududu olan Tenim’dedir. Hz. Âişe veda haccında peygamberimizle beraber haccetti. Özrü sebebiyle umre yapamamıştı. Medine’ye dönecekleri zaman Peygamber Efendimiz’e; Ya Rasülallah! İnsanlar hac ve umre ile dönüyor, ben ise umreden mahrum oldum” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kardeşi Abdurrahman (r.a.) hazretleri ile beraber umre yapmak için Tenim’e gönderdiler. Orada ihramlanıp, iki rekât ihram namazı kıldılar. Bunun için orada yapılan mescide, Mescid-i Âişe ismi verilmiştir.
Mescid-İ Cirane
Harem-i Şerif’e 6 km. mesafede, Medine tarafından harem hududu olan Tenim’dedir. Hz. Âişe veda haccında peygamberimizle beraber haccetti. Özrü sebebiyle umre yapamamıştı. Medine’ye dönecekleri zaman Peygamber Efendimiz’e; Ya Rasülallah! İnsanlar hac ve umre ile dönüyor, ben iseHil bölgesinde yer alan Ci‘râne, Harem bölgesinde bulunan kimselerin umre için ihrama girdikleri yerlerden biri olarak da önem taşımaktadır. Harem’de bulunanların umre için diğer mîkāt yerleri ise Hudeybiye ve Ten‘îm’dir.